ADATEPE GEZİSİ
Küçükkuyu’da
yer alan tepede bulunan tarihi ve mitolojik bir köy: Adatepe Köyü. Küçükkuyu’ya
geldikten yaklaşık 3 km sonra yolun sağında Taş Fırın bulunuyor ve önünde de “Zeus Altarı” tabelası var. O
tabeladan sağa dönüp yukarı çıkmaya başlıyorsunuz ve sizi zeytinlikler
karşılıyor. Yukarıya varınca hemen sağınızda Zeus Altarı bulunuyor.
Söylentilere göre en meşhur tanrı Zeus burada doğmuş ve Hera’ya burada aşık
olmuş. Artık zeytinlikler bitmiş ve çam ağaçları güzel kokusu ile sizi
karşılamış bulunuyor. Altarın en tepesinde Zeus
Mağarası bulunuyor. Mağaranın yukarısına çıkıp Küçükkuyu’yu
ayaklarınızın altına alıyorsunuz. Sağınızda masmavi deniz solunuzda Küçükkuyu
ve ormanı kalıyor. O güzelim manzaradan ilham alıyor ve köye dönüyoruz.
Eskiden Rumların ve Türklerin beraber yaşadığı
bu köyde sadece taş ev bulunuyor çünkü köy Kültür Bakanlığı tarafından koruma
altında. Orada yaşayan insanların çoğu İstanbul’dan ve Ankara’dan gelen
varlıklı kimseler ve ev yaparken restorasyon çalışması altında yapıyorlar.
Rumlar ve Türkler demişken bir efsaneden bahsedelim. 19.
Yüzyılın son yıllarında Refika adında bir Rum kızı o köydeki herkesin hayatını
renklendirmiş türkülere, şarkılara konu olmuş. Dans eder, şarkı söylermiş.
Refika’nın iyi kalpliliği başka köylere kadar yayılmış. Hatta güzellik
yarışmasında da birinci olarak adından hep bahsettirmiş. Şimdi Adatepe
Zeytinyağı Müzesi’nde koskocaman posteri bulunuyor. Müzeden ne alsanız üstünde
onun resmi, yani tarihe adını kazımış ve hiçte silinmeye niyeti yok gibi.
Köy meydanında İsmail’in ve İbrahim’in yeri var. İsmail abi
oranın yerlisi aynı zamanda da çoban. Biz kendisini çok severiz. O meydanı
serinletmeye yeten iki çınar ağacı var. O ulu ağaç sağ olsun kaç kişi gelip
serinliyor, ekmek parası kazanıyor. Gülay abla da o çınar ağaçlarından nasibini
alan bir köylü. Bir sürü şifalı bitki(ıhlamur, kekik, papatya...), zeytinyağlı
sabun, kendi yaptığı süsler vs. yapıp satar. Bitkileri eşi Ahmet Amca dağdan
toplar. Gülay abla da onları ayıklar, paketler ve satar. İkisi de maşallah çok
çalışkan yaşlarına rağmen. Benim en sevdiğim ise yine köy meydanında olan
takıcı. Doğal taşlardan kolye yapar satar Emin amca uygun fiyata.
Konaklama için Adatepe Pansiyon, Zeus Han, Hünnap Han ve İda
Blue bulunuyor. Fiyatlar biraz tuzlu. İda Blue en güzeli ve en pahalısı
otellerin içerisinde. Hüseyin&Meral adında bir sanat galerisi ve
zeytincilik yapan bir dükkan bulunuyor köyün yukarısında. Köyün içerisinde
koyun, keçi, tavuk, sincap ve kedilerle köpekler her yerden karşınıza çıkıyor.
Benim en sevdiğim Yaman adlı köpek, biz ne zaman gelsek bizi hiç bırakmaz J
Gelmişken Taş Mektep’
i de ziyaret edin. Artık ilkokul değil ama hâla eğitim devam ediyor. Çeşitli
konularda kurslar veriliyor. Manzarası da süper. Hatta Gülay abla o okuldan
mezun!İnsan keşke bende bu okulda okusaydım diyor.
Bu güzel tarih kokan köyde ciğerlerinizi temiz hava ile
doldurup, huzurla çayınızı yudumlayacağınız ve kitabınızın sayfasını keyifle çevireceğiniz
bir köy. Biz yaklaşık 6 senedir geliyoruz Adatepe’ye, Kaz Dağları’nın tertemiz
havasını çekmek için içimize. Sizi de bekleriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder