Sayfalar

15 Ağustos 2015 Cumartesi

ADATEPE GEZİSİ

Küçükkuyu’da yer alan tepede bulunan tarihi ve mitolojik bir köy: Adatepe Köyü. Küçükkuyu’ya geldikten yaklaşık 3 km sonra yolun sağında Taş Fırın bulunuyor ve önünde de “Zeus Altarı” tabelası var. O tabeladan sağa dönüp yukarı çıkmaya başlıyorsunuz ve sizi zeytinlikler karşılıyor. Yukarıya varınca hemen sağınızda Zeus Altarı bulunuyor. Söylentilere göre en meşhur tanrı Zeus burada doğmuş ve Hera’ya burada aşık olmuş. Artık zeytinlikler bitmiş ve çam ağaçları güzel kokusu ile sizi karşılamış bulunuyor. Altarın en tepesinde Zeus Mağarası bulunuyor. Mağaranın yukarısına çıkıp Küçükkuyu’yu ayaklarınızın altına alıyorsunuz. Sağınızda masmavi deniz solunuzda Küçükkuyu ve ormanı kalıyor. O güzelim manzaradan ilham alıyor ve köye dönüyoruz.

  Eskiden Rumların ve Türklerin beraber yaşadığı bu köyde sadece taş ev bulunuyor çünkü köy Kültür Bakanlığı tarafından koruma altında. Orada yaşayan insanların çoğu İstanbul’dan ve Ankara’dan gelen varlıklı kimseler ve ev yaparken restorasyon çalışması altında yapıyorlar.
Rumlar ve Türkler demişken bir efsaneden bahsedelim. 19. Yüzyılın son yıllarında Refika adında bir Rum kızı o köydeki herkesin hayatını renklendirmiş türkülere, şarkılara konu olmuş. Dans eder, şarkı söylermiş. Refika’nın iyi kalpliliği başka köylere kadar yayılmış. Hatta güzellik yarışmasında da birinci olarak adından hep bahsettirmiş. Şimdi Adatepe Zeytinyağı Müzesi’nde koskocaman posteri bulunuyor. Müzeden ne alsanız üstünde onun resmi, yani tarihe adını kazımış ve hiçte silinmeye niyeti yok gibi.

Köy meydanında İsmail’in ve İbrahim’in yeri var. İsmail abi oranın yerlisi aynı zamanda da çoban. Biz kendisini çok severiz. O meydanı serinletmeye yeten iki çınar ağacı var. O ulu ağaç sağ olsun kaç kişi gelip serinliyor, ekmek parası kazanıyor. Gülay abla da o çınar ağaçlarından nasibini alan bir köylü. Bir sürü şifalı bitki(ıhlamur, kekik, papatya...), zeytinyağlı sabun, kendi yaptığı süsler vs. yapıp satar. Bitkileri eşi Ahmet Amca dağdan toplar. Gülay abla da onları ayıklar, paketler ve satar. İkisi de maşallah çok çalışkan yaşlarına rağmen. Benim en sevdiğim ise yine köy meydanında olan takıcı. Doğal taşlardan kolye yapar satar Emin amca uygun fiyata.

Konaklama için Adatepe Pansiyon, Zeus Han, Hünnap Han ve İda Blue bulunuyor. Fiyatlar biraz tuzlu. İda Blue en güzeli ve en pahalısı otellerin içerisinde. Hüseyin&Meral adında bir sanat galerisi ve zeytincilik yapan bir dükkan bulunuyor köyün yukarısında. Köyün içerisinde koyun, keçi, tavuk, sincap ve kedilerle köpekler her yerden karşınıza çıkıyor. Benim en sevdiğim Yaman adlı köpek, biz ne zaman gelsek bizi hiç bırakmaz J

Gelmişken Taş Mektep’ i de ziyaret edin. Artık ilkokul değil ama hâla eğitim devam ediyor. Çeşitli konularda kurslar veriliyor. Manzarası da süper. Hatta Gülay abla o okuldan mezun!İnsan keşke bende bu okulda okusaydım diyor.


Bu güzel tarih kokan köyde ciğerlerinizi temiz hava ile doldurup, huzurla çayınızı yudumlayacağınız ve kitabınızın sayfasını keyifle çevireceğiniz bir köy. Biz yaklaşık 6 senedir geliyoruz Adatepe’ye, Kaz Dağları’nın tertemiz havasını çekmek için içimize. Sizi de bekleriz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder